14 Mayıs 2012 Pazartesi

Apocalypto


Film köylerinde mutlu bir şekilde yaşayan Maya halkının hayatlarından bir kesit ile başlıyor. Yaşama uğraşları, şakaları, beklentileri ve umutları seyirciye sunularak bir nevi "yok birbirimizden farkımız" dedirtiyor. Lakin köye gelen bir grup asker köyü yağmalar ve kadınları köle, erkekleri ise maya geleneğine göre kurban etmek üzere esir alırlar. Çocuklar ise köyde bırakılır.
Filmde baş roldeki erkek Jaguar Pençesi (Rudy Youngblood) isimli bir yerli. Hamile eşi ve çocuğunu bir şekilde yağmacılardan koruyan esas adamımız onlara geri döneceğine dair söz vermeyi de ihmal etmiyor. Sonrasında esir yerli halkı zorlu ve sonunun ne olduğunu bilmedikleri bir yolculuk bekliyor. Filmin yaklaşık kırk dakikalık bölümünü içeren ve seyirciyi de merak içinde bırakan bu yolculuk sonrası zigguratları ve insan kurbanı ayinleri ile ünlü Maya başkentine ulaşıyorlar. Kuraklığın problem olduğu bölgede kurban törenleri yapılmakta ve esir alınan köy halkımızı da bu akibet beklemektedir. Bu arada kadınlar ise açık artırmayla satılır. Kurban töreni filmin en can alıcı sahnelerini oluşturmakla birlikte kahramanlarımıza sıra geldiğinde güneş tutulmakta ve bunu bir işaret sayan kral ve büyücüler onları bu akibetten bir bakıma kurtarmaktadır. Ancak onları esir alan yağmacıların insafına terk edilen köy erkekleri daha iyi bir yola koyulamazlar. Bu kez de bir nevi arena oyununa atılan kahramalarımızdan Jaguar Paw bu oyun esnasında yağmacıların şefinin oğlunu öldürür ve filmin ikinci bölümünde hızlı ve gerginlik verici bir kovalamaca başlar. Kovalamacanın sonu her ne kadar mutlu son olsa da çekilen acılar unutulmaz ve beyazların Amerika'yı keşif gemilerini de sahillerde görürüz.
Film boyunca verilmeyen esas etkileyici vurgu sonunda duyuluyor: Kadın sahildeki gemilerdeki Batılıları kasdederek "Onlara doğru mu gitmeliyiz" der. Adam "Ormana doğru gitmeliyiz" diye cevap verir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder